Mutlu Bir Yuva

Evim Güzel Evim

Kutsal Kitap bize tasarımı güzel, yapısı sağlam ve atmosferi hoş bir evin planını verir. Ev, uyum ve memnuniyetin ya da gerilim ve çekişmelerin yaşandığı bir yer olabilir. Eviniz mutlu, güçlü ve hayatın fırtınalarına dayanabilecek durumda mı?

Ev önemli bir sosyal ünitedir. Ruhsal gelişimimiz, duygusal mutluluğumuz ve fiziksel tatminimiz için kutsal bir şekilde düzenlenmiştir. Tanrı'nın planı her zaman evin üyelerinin birbirlerine mutluluk getirmesi ve ailelerin uyum içinde yaşaması olmuştur.

Neden Bazı Yuvalar Mutsuzdur?

Öyleyse neden pek çok yuva mutsuz? Neden geçimsizlik, ayrılık ve boşanmalarla yıkılıyorlar? Bunun nedeni Tanrı'nın örneğinin göz ardı edilmesidir. O'nun Sözü'nde mutlu bir yuva için gerekli yapı malzemesi bulunur. O'nun Sözü'ne göre inşa edilen evler sevgi, güven, karşılıklı ilgi ve birbirlerine bencil olmayan hizmetin olduğu yerlerdir. Böyle evler yaşamlarımıza mutluluk getirecek, toplumlarımızı ve uluslarımızı koruyacaktır. Baş Mimar olan Tanrı'nın planını izliyor musunuz? “Evi RAB yapmazsa, yapıcılar boşuna didinir.” (Mezmur 127:1).

Gençlik yıllarında gelecekteki yuvalarımızın temelleri atılır. Tanrı'nın önünde temiz bir yaşam, evliliğe hazırlanmamızda önemli bir bileşendir. Evlilik öncesi günah işlemek ahlaki istikrarı zedeler ve gelecekteki yuvayı tehlikeye sokar. Gençliğimizdeki benmerkezcilik ve kendini tatmin etme, evliliğe zarar veren bir yaşam modeli oluşturur. Yüksek boşanma oranları bu gerçeklerin yeterli kanıtıdır. Mesih'te yeni bir yaşam kurulmadan önce bu günahlardan tamamen tövbe edilmelidir. O zaman geçmiş bir kenara bırakılabilir ve Tanrı bereketiyle evliliğe girebilir.

Bir yuva, bir erkek ve bir kadın evlilik bağıyla birbirine bağlandığında başlar. Kutsal Kitap "yalnızca Rab'de" evlenmemiz gerektiğini söyler (1. Korintliler 7:39). Bu, hem erkeğin hem de kadının yaşamlarını ve iradelerini Rab'be teslim ettikleri anlamına gelir. Tanrı ilk sırada yer almalıdır. Erkek, kadın ya da her ikisi de bencil olduğunda, karşılıklı mutluluğun temeli nerede oluşur?

Rab’de Evli Olmak

Tam metin: Mutlu Bir Yuva

"Rab'de" evlenmek sadece kadın ve erkeğin Hristiyan olduğu anlamına gelmez, aynı zamanda Rab'bin onları birbirlerine yönlendireceği anlamına da gelir. Tutkular, fiziksel çekicilikler ve geçici aşklar evlilik için kötü bir başlangıçtır. Birbirimize duyduğumuz ilginin temelinde bunlar olduğunda, evlilikten sonra hayal kırıklığı ve çatışma yaşanabilir. Seçimimize rehberlik etmesi için Rab'be güvendiğimizde, O'nun kutsal bilgeliği yalnızca bugün için değil, önümüzdeki yıllar için de ihtiyaç duyacağımız yardımcı eşi öngörür. Rab, birbirini tamamlayacak ve daha dengeli bir birliktelikle sonuçlanacak farklı zevkler ve huylar seçebilir. “Onlar artık iki değil, tek bedendir” (Markos 10:8).

Evlilik sadece yasal bir sözleşme değil, ömür boyu sürecek bir bağ olmalıdır. İsa şu net buyruğu vermiştir, “O halde Tanrı'nın birleştirdiğini, insan ayırmasın” (Matta 19:6).

Tanrısal Bir Düzen

Ev kendi içinde küçük bir topluluktur ve her sosyal birim gibi sorumluluk alanlarının paylaştırılması gereklidir. Tanrı bize Kutsal Kitap'ta bu düzenin ana hatlarını vermiştir.  Buna uyulduğu takdirde eve düzen ve mutluluk getirecek olan bir yetki çerçevesidir. En büyük sorumluluk kocaya, sonra karısına ve daha sonra da çocuğa düşmektedir. (Ayrıca bkz. 1. Korintliler 11:3; Efesliler 5:22-24). Tanrı bir ilkeyi belirlediğinde ve onayladığında, o ilke kutsal hale gelir. Bu düzene karşı herhangi bir itaatsizlik üzüntü getirecektir. Öte yandan, tanrısallık, mutluluk ve lütufla itaat edenleri bereketler.

Evlilikle birlikte eşler, her birinin sorumluluk ve yükümlülük taşıdığı bir birlikteliğe başlar. Evi tamamlayabilmek için her ikisine de farklı işlevleri ve doğal yetenekleriyle ihtiyaç vardır. Biri liderliği üstlenmelidir ve Tanrı bu görevi erkeğe vermiştir. “Çünkü Mesih bedenin kurtarıcısı olarak kilisenin başı olduğu gibi, erkek de kadının başıdır” (Efesliler 5:23). Böyle bir sevgi özverili bir ruha sahiptir. Bu, kocanın karısına "kendi bedeni gibi" davranmasına neden olan şefkatli bir sevgidir (Efesliler 5:28). Sevgi dolu bir koca, karısını kendisinden aşağı görmez. Bunun yerine ona güvenir ve öğütlerini dinler, ona duyduğu sevgiyle onu gerçek bir ortak haline getirir.

“Bunun gibi, ey kadınlar, siz de kocalarınıza bağımlı olun” (1. Petrus 3:1). Bir kadın, kocasının Mesih'i itaatkâr bir şekilde izlediği gibi, evde kocasının liderliğini takip ederse, o ev bir huzur ve memnuniyet cenneti olacaktır. Efesliler 5:33’te şöyle der, “Kadın da kocasına saygı göstersin. Bu ilkeye karşı isyan etmek, günümüz yuvalarına pek çok mutsuzluk getirmiştir. Bu ilkeyi bir kenara bırakmak yalnızca aile yaşamına çatışma getirmekle kalmaz, aynı zamanda kadının yüreğine de ruhsal çatışma getirir.

Çocuğun Yeri

Çocukları saf ve masum olarak düşünmeyi severiz. Ancak, hepsi günahkâr doğalarla dünyaya gelir. Bir çocuk büyüdükçe, bencil doğası giderek daha belirgin hale gelir. Ebeveynler bu eğilimleri terbiye etmedikçe, çocuk kendisine ve başkalarına büyük ölçüde mutsuzluk getirebilir.

Bir çocuğun görevi anne babasına itaat etmektir. “Ey çocuklar, Rab yolunda anne babanızın sözünü dinleyin. Çünkü doğrusu budur” (Efesliler 6:1). Bu itaatin mükemmel bir örneği İsa'nın çocukluğunda görülür. “İsa onlarla birlikte yola çıkıp Nasıra'ya döndü. Onların sözünü dinlerdi” (Luka 2:51). Boyun eğme ilkesi uygulandığında ve evin rutini haline geldiğinde, ebeveynler ve çocuklar daha mutlu olacak ve ev daha keyifli hale gelecektir.

Tanrı'nın düzeni sağlandığında, ebeveynler çocukları için, çocuklar ebeveynleri için ve herkes Tanrı için yaşayacaktır. Böyle evler toplumlarımızı bereketleyecek ve uluslarımıza kalite kazandıracaktır.

Birçok genç uyuşturucu, geçici hevesler, moda ve eğlence dünyasıyla ilgileniyor. Değerleri ve ahlakı bir kenara atan hızlı bir toplumun büyüsüne kapılmış durumdalar. Bir zamanlar değerler toplumlarımıza bir dereceye kadar bütünlük ve istikrar sağlıyordu. Huzursuz ve hoşnutsuz gençliğimizin altında yatan neden, güvenli ve mutlu yuvaların olmaması mıdır? Bu konuda ne yapabilirsiniz? Yuvanızı kurmanın size ve Tanrı'ya olan sadakatinize bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü?

Temel Olan Mesih

Eğer güçlü ve mutlu bir yuva kurmak istiyorsak, temelimiz İsa Mesih olmalıdır. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, eve saldırır; ama ev Mesih sayesinde yıkılmaz (Matta 7:24-27). Bu acımasız, anlayışsız dünyada evlerimizi başarılı ve mutlu kılacak yönü, gücü ve cesareti bize O verecektir. İsa bir yuva sevdalısıdır ve evlerimize taşınmaya hazırdır. Şöyle der, “İşte kapıda durmuş, kapıyı çalıyorum” (Vahiy 3:20). Önce yüreklerimizin kapısını çalar, sonra da evlerimizin kapısını. O'nu içeri alacak mıyız?

Mutlu bir yuva yüreklerimizde başlar. Yüreklerimizde huzur olmadan evlerimizde gerçek huzura sahip olamayız. Tanrı'ya güvendiğimizde, günün getirdiği sıkıntılar ve hayal kırıklıkları karşısında günlük kişisel zaferlerimiz olabilir. “Sana güvendiği için düşüncelerinde sarsılmaz olanı tam bir esenlik içinde korursun” (Yeşaya 26:3).

Tanrısal bir aile kendi yürekleri, evleri ve toplumun ihtiyaçları için birlikte dua eder. Dua bir aileyi birbirine bağlar. Güvenilir bir ifade vardır. Şöyle der; "Birlikte dua eden aile bir arada kalır.”

Tanrı'nın yaşamınız ve eviniz için olan planına iman edin ve kabul edin. Yüreğinizin kapısını Mesih'e açın. “Bugün O'nun sesini duyarsanız … Yüreklerinizi nasırlaştırmayın” (İbraniler 3:7-8). Rab yüreğinizi ve evinizi bereketlemek için bekliyor. Tüm yüreğinizle O'na dönün ve sadık kalın. Bir gün O, mutluluk ve mükemmel esenliğin sizi sonsuza dek karşılayacağı o göksel evin kapısını sizin için açacaktır.

Bizimle İletişime Geçin

Broşür Sipariş Edin

Doğru Seçim Yapmak İçin Bir Meydan Okuma

Hayat insanı birçok kez seçim yapma noktasına getirir. Hatta, seçimler her gün yapılır. Bazı seçimler üzerinde çok az düşünülerek yapılırken, bazı seçimler çok fazla düşünce ve karar gerektirir. Önemli olduğu düşünülen seçimler çok daha büyük bir özenle yapılır. O zaman size sorumuz şu: Sizin için önemli olan nedir?

Tanrı insanı yarattığında ona seçim yapma ayrıcalığını vermiştir. Bu sorumluluktan ya da seçimlerimizin sonuçlarından kaçamayız, çünkü birçoğunun sonsuza dek sürecek sonuçları olacaktır. Kutsal Kitap'taki birkaç kişinin yaptığı seçimlere bakalım. Bazıları iyiydi, bazıları ise o kadar iyi değildi. Bir Tanrı adamı olan Musa, “Bir süre için günahın sefasını sürmektense, Tanrı'nın halkıyla birlikte baskı görmeyi yeğledi.” (İbraniler 11:25). Bu yaşamdan sonra kendisine verilecek olan armağana odaklandı. Hristiyan imanlıların topluluğunu seçmek gerçekten de akıllıca bir seçimdir.

Tufandan önce "İlahi varlıklar insan kızlarının güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler.” (Yaratılış 6:2). Yıkımlarıyla sonuçlanan nefsi seçimler yaptılar.

Tam metin: Doğru Seçim Yapmak İçin Bir Meydan Okuma

"Lut kendine Şeria Ovası'nın tümünü seçerek doğuya doğru göçtü ... Sodom'a yakın bir yere çadır kurdu." (Yaratılış 13:11-12). Oradaki tarlalar verimliydi ve kendisi de parasal açıdan bereketlenmişti ama Sodom yok edildiğinde hepsini kaybetti.

Yusuf, genç bir adam olarak ahlaki açıdan saf ve dürüst olmayı seçti ve Mısır krallığında en yüksek mertebelere layık görüldü (Yaratılış 41:41).

Tanrı’nın hizmetkarı olan Yeşu, İsrail halkına şöyle meydan okudu, "Kime kulluk edeceğinize bugün karar verin" (Yeşu 24:15). Şöyle devam etti "Ben ve ev halkım RAB'be kulluk edeceğiz."

Halk, “RAB'bi bırakıp başka ilahlara kulluk etmek bizden uzak olsun!” diye karşılık verdi. Rab'den korktukları ve O'na sadakatle hizmet ettikleri süre boyunca bereketlendiler.

İlyas peygamberin zamanındaki insanlar Rab'bin kendileri için yaptığı güçlü işleri unutmuşlardı ve birçoğu puta (Baal) tapınmaya başlamıştı, bu da Rab'bi çok öfkelendirmişti. Rab, sonsuz gücünü göstermek için bu kritik zamanda İlyas'ı en olağanüstü şekilde kullandı. Karmel Dağı'nda İlyas gökten ateş çağırarak hazırladığı sununun yanmasını sağladı ve böylece Tanrı'nın gerçekten Tanrı olduğunu kanıtladı. İnsanlara, “Daha ne zamana kadar böyle iki taraf arasında dalgalanacaksınız?” dedi, “Eğer RAB Tanrı'ysa, O'nu izleyin; yok eğer Baal Tanrı'ysa, onun ardınca gidin.” Halk olanları görünce yüzüstü yere kapandı. “RAB Tanrı'dır, RAB Tanrı'dır!” dediler. " (1. Krallar 18).

Babil ülkesinde genç bir tutsak olan Daniel, yüreğinde kralın payına düşen etle ya da içtiği şarapla kendini kirletmemeyi tasarladı (seçti). (Daniel 1:8). Sonuç olarak o ve aynı şekilde onurlu bir seçim yapan üç arkadaşı Tanrı'nın ve kralın gözüne girdiler. Bu seçimi yapmış olmasalardı, Daniel'in aslan çukurundaki ve üç adamın kızgın fırındaki örnekleri Kutsal Kitap'ta var olmayacaktı.

İsa bize iki oğlu olan bir babayla ilgili bir benzetme vermişti. Oğullardan biri mirasını alıp uzak bir ülkeye (günaha) gitmeyi seçti. Bu iyi bir seçim değildi. Sahip olduğu her şeyi harcadıktan sonra ne kadar büyük bir hata yaptığını anladı. Alçakgönüllülükle babasının evine dönmeyi seçti. Ne kadar bereket dolu bir kavuşma olmuştur bu! (Luka 15:11-32).

Rabbimiz İsa yakalandı ve Pilatus'un huzuruna çıkarıldı. Yahudiler, “Bu adamı salıverirsen, Sezar'ın dostu değilsin!” diye bağrıştılar. Pilatus içinde bulunduğu durumu düşündü. Sezar'ı (dünyayı) ve önünde duran yüceliğin Rab'bini düşündü. Seçimini yaptı ve İsa'yı çarmıha gerilmek üzere teslim etti. (Yuhanna 19).

Zevklerle dolu dünyayı seçmek yıkımla sonuçlanacaktır (2. Petrus 3:10-11).

Dünyanın gidişatına uymak yerine Tanrı'nın çocuklarıyla birlikte hareket etmeye karar vermek iyi ve akıllıca bir seçim olur. Mesih'in yol arkadaşımız olması, yaşamın tüm kararlarında bize rehberlik edecek bilge bir danışmanın huzurunda olmamızı sağlar.

Sevgili okuyucu dostum, İsa'yı takip etmeyi seçtin mi? O senin için bu dünyadaki herkesten daha değerli veya daha yakın mı? O'nun yollarını kendi yolların olarak kabul ettin mi, yaşamını O'na teslim ettin mi ve tüm günahlarını itiraf edip tövbe ettin mi? O'nun Sözü senin için değerli mi, diğer tüm kitaplardan daha tatlı mı? Odanda, evinde ya da başka bir yerde, meditasyon ve dua ile Rabbinle iletişim kurduğun özel bir yer seçtin mi? Eğer sen O’na aitsen ve O da sana aitse, bereket bolluğundasın demektir. Bu cennetin bir ön tadımıdır ve her gün doğru bir şekilde seçmek sonsuz mutluluğa yol açacaktır.

Bizimle İletişime Geçin

Broşür Sipariş Edin

Sevgi—Günümüzde dünyada önemli bir ihtiyaçtır

Sevgi…her dilde çok güzel bir kelimedir. Aklınıza ne getiriyor: şefkat mi, ilgi mi, sıcaklık mı, nezaket mi, anlayış mı, güvence mi veya annenizi mi? Ama kendiniz düşünün, bu güzel kelime gerçekten ne anlama geliyor? Sevilmek istiyor musunuz? Seviyor musunuz?

Tanrı sevgidir ve O'nun sevgisi yüreğinize yerleşerek sevmenize ve sevilmenize yardımcı olur. Tüm sevginin kaynağı Tanrı'dır. 1. Yuhanna 4:16 şöyle der: "Tanrı'nın bize olan sevgisini tanıdık ve buna inandık. Tanrı sevgidir. Sevgide yaşayan Tanrı'da yaşar, Tanrı da onda yaşar." Tanrı sevgidir; sevgide yaşayan Tanrı'da, Tanrı da onda yaşar." Sevgiyi Tanrı'da ve Tanrı aracılığıyla aramayan hiç kimse sevgiyi bulma ya da deneyimleme konusunda gerçek anlamda başarılı olamaz.

Sevginin karşıtlarından bazıları şunlardır: nefret, güvensizlik, bencillik ve savaş. Sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu anlamak için dünyada ve pek çok ailede hakim olan koşullara bakmamız yeterlidir.

Peki ya siz? Sevildiğinizi hissediyor musunuz? Kalbinizde bir sızı, hiç şefkat, sıcaklık hissetmediğiniz için geçmeyen bir yalnızlık duygusu yaşıyor musunuz? Zaman zaman kimsenin gerçekten umursamadığını mı düşünüyorsunuz? Birbirlerini ya da çocuklarını gerçek anlamda sevmeyen ebeveynlerle mi büyüdünüz? Bu duygular, egemen tutumun "önce ben" olduğu günümüz dünyasında yaygındır. Sızlayan bir kalp, bireyin kendi bencil çıkarlarına düşkünlüğünün bir sonucudur.

Sevgi, çoğu zaman diğer kişinin zararına olacak şekilde kendi tutkusunu tatmin etmeye çalışan bedensel bir çekim değildir. Bazılarının aşk olarak adlandırabileceği bu çekim bencilliktir çünkü kendi çıkarını gözetir. Sevgi kişinin kendi onurunu ya da hazzını teşvik etmez.

Tam metin: Sevgi—Günümüzde dünyada önemli bir ihtiyaçtır

Yaşamın bize getirdiği zorluklar Tanrı'nın bizi sevmediğinin bir göstergesi değildir. Tanrı zaman zaman bizim iyiliğimiz için zorluklar yaşamamıza izin verir. Gerçek sevgiye sahip bir ebeveyn çocuğuna her zaman istediğini vermez, aksine çocuğun yararı için onu kısıtlar.

Sevgi özverilidir. Gerçek sevgi başkalarının iyiliğini ister. Sevgi sıcaktır, anlayışlıdır, naziktir. Eğer gerçekten seviyorsak, yakınımızdakilerin şimdiki ve gelecekteki esenliğini önemseriz. Sevgi dolu bir koca ve baba karısına ve çocuklarına olan sevgisini gösterir. Sevgi ve esenlik ortamı sağlamak için seve seve kendini feda eder. Gerçekten seven bir eş ve anne kocasına saygı gösterir, çocuklarına da ebeveynlerine ve birbirlerine karşı saygı ve sevgi duygusu aşılayacaktır. Ailedeki herkes için seve seve bir güvenlik ve huzur ortamı sağlayacaktır. Mesih çarmıhtaki hak edilmemiş ölümüyle sevgiyi temsil etmiştir. 

Eğer sevgiye ihtiyacınız olduğunu hissediyorsanız, yani eğer kalbinizde bir boşluk varsa gerçek sevgiyi bulabilirsiniz. Bunu kendinizi Tanrı'ya vererek bulabilirsiniz. Tanrı sizi sınır tanımayan, şefkatli bir merhametle sever. Size değer verir ve yaşamın tüm sıkıntılarını sizinle paylaşmak ve size yardım etmek ister. Kendinizi yalnız hissediyor ve kimsenin gerçekten umursamadığını düşünüyorsanız, Oğlu'nu sizin için feda eden Tanrı'nın tüm yürek acınızı ve kederinizi hissettiğinden emin olabilirsiniz. En yalnız saatlerinizde ve en kasvetli günlerinizde, O'na yönelirseniz, size teselli, güç ve yön vermek için orada olacaktır.

Eğer Tanrı'ya nasıl ulaşacağınızı bilmiyorsanız, yüreğinizi O'na açın ve O sizi duyacaktır. Hiç kimseye, hatta Tanrı'ya bile güvenemeyeceğinizi hissediyorsanız, bunu O'na söyleyin. Sonra O'ndan size yolu göstermesini isteyin. 

Eğer bağışlanma ve sevgi bulma umudu olmayan bir günahkar olduğunuzu düşünüyorsanız, tüm yüreğinizle Tanrı'ya gelin, tövbe edin ve geçmiş günahlarınızı bırakın. Eğer O'na tüm yüreğinizle gelir ve sizden istediği her şeye itaat etmeye hazır olursanız, O sizin sevgi dolu Babanız olacaktır. 

Tanrı sizi bağışladığında ve kabul ettiğinde, O'nun sevgisini hissedecek ve O'nunla hiçbir şeyin elinizden alamayacağı bir ilişki kazanacaksınız. Bu ilişki ancak O'na sırtımızı dönersek bozulacaktır. 

Tanrı'nın sevgisini tanıdıkça ve kendinize olan sevginizi kaybettikçe, güvence bulacaksınız. Sevildiğinizi bilmenin verdiği güvence, başkalarını gerçekten önemsemeniz için yüreğinizi açar. Artık insanların size nasıl davrandığı konusunda bu kadar endişeli olmazsınız. Dostlarınızın ihtiyaçlarıyla ilgilendiğinizi ve sizi seven Tanrı'ya hizmet etmek için büyük bir arzu duyduğunuzu görürsünüz. Sevginiz benliğinizden uzaklaştığında, Tanrı sizi bereketleyecek ve zihninizi birçok gerçeğe açacaktır. 1. Korintliler 13. bölümdeki öğretiş bunu anlamanıza yardımcı olacaktır.

Tanrı'nın da yeryüzünde bir ailesi vardır. Sizi, O'na hizmet eden ve O'nun isteğini yerine getirenleri bulacağınız ailesine yönlendirebilir. Bu O'nun Kilisesidir. İsa şöyle demiştir: "Birbirinize sevginiz olursa, herkes bununla benim öğrencilerim olduğunuzu anlayacaktır" (Yuhanna 13:35). Bu, önemseyen, paylaşan ve düzelten gerçek sevgidir. 

Sevgi hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, Yuhanna Müjdesi'ni okuyabilirsiniz. Yeşaya'nın elli üçüncü bölümünü okuyarak peygamberin İsa'nın bizim için yapacağı fedakarlığı anlattığını görebilirsiniz. 91. Mezmur'daki vaatleri okuyabilirsiniz. 23. Mezmur'u ve 1. Korintliler 13. bölümü okuyabilirsiniz. Okumaya devam ederken Tanrı'nın sizi yönlendirmesine izin verin. 

Yalnızlığınıza ve mutsuzluğunuza bir son verebilirsiniz. Tanrı'nın yaşamınızın kontrolünü ele geçirmesine izin verin. İnsanoğlunun sahip olduğu en büyük bereketlerden biri olan Tanrı'nın sevgisini deneyimleyin. Tanrı sizi bereketlesin.

1. Korintliler 13:1-8, 13

“İnsanların ve meleklerin diliyle konuşsam, ama sevgim olmasa, ses çıkaran bakırdan ya da çınlayan zilden farkım kalmaz. Peygamberlikte bulunabilsem, bütün sırları bilsem, her bilgiye sahip olsam, dağları yerinden oynatacak kadar büyük imanım olsa, ama sevgim olmasa, bir hiçim. Varımı yoğumu sadaka olarak dağıtsam, bedenimi yakılmak üzere teslim etsem, ama sevgim olmasa, bunun bana hiçbir yararı olmaz.

“Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir. Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.

“Sevgi asla son bulmaz. Ama peygamberlikler ortadan kalkacak, diller sona erecek, bilgi ortadan kalkacaktır.

“İşte kalıcı olan üç şey vardır: İman, umut, sevgi. Bunların en üstünü de sevgidir.”

Bizimle İletişime Geçin

Broşür Sipariş Edin